Friday, May 11, 2007

En Uzak Memleket: Gazze Şeridi

Gazze Şeridi yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda ve en dar kısmında 6 kilometre eninde bir bölgedir. Toplam alanı 165 kilometre kare olan şerit, Tiberia Gölü’yle aynı, Britanya Mandate’in % 1.3’ü büyüklüğündedir. Gazze 1948’e kadar Mısır’dan Ishdod (Ashdod)’a uzanan Filistin sınırının yönetim başkentiydi. Bölge, İsrail ordusunun topraklarını ele geçirmesi sonucu Birleşmiş Milletler’in 1947’de belirlediği alanın üçte birini kaybetti.

1948’de, Filistin’in kuzeydoğusunun fethi bölgenin bu şeridinin sınırlarında durdu ve birkaç ay sonra burası “sığınak” oldu. Şimdiye kadar 200,000 ile 250,000 arası mülteci barındı. 1951’de ele geçirilmiş köylerden veya Negev’in batısındaki Bedouin’den son mülteciler geldi. Bölgenin bu şeridi varlığını 1948’deki Siyonist politik saldırılarına ve Mısır’ın son kralı Faruk’un daha az şevkli insiyatifine borçludur. Filistin’de başarılı askeri fetihlerin izin verdiği ölçüde toprakla Yahudi bir devletin kurulması, yerli Filistin nüfusunu çok dar bir alana itti. Aslında, Jaffa’dan Gazze’ye tek bir köy bile bütün nüfusunun yerinden edilmesi ve boşaltılmasından kurtulamadı. Mısır’ın bu konudaki politik duruşu Filistinli göçmenleri barındırmak zorunda kalma korkusuyla şekillendi, ki bu korku İsrail ordusunun Gazze’de toprak edinmeye devam etmesi durumunda neredeyse Mısır monarşisinini kökünden sarstı. 24 şubat 1949’da, Mısır Krallığı ve İsrail Devleti iki yeni bölgenin, Gazze Şeridi ve İsrail Devleti’nin sınırlarını belirleyen bir ateşkes imzaladı.

Bugün bölgede % 75’inden fazlası mülteci olan 1.1 milyon insan yaşamaktadır. UNRWA istatistiklerine göre Gazze’da yaşayan mülteciler bütün Filistin nüfusunun % 22’sini oluşturmaktadır. Yeni mültecilerin ulaşması dolayısıyla nüfus yoğunluğu arttı, dolayısıyla Gazze şeridi dünyanın en yoğun nüfus oranlı bölgelerindendir. Burada çağdaş tarih sefalet ve saldırganlıkla doludur. El- Aksa intifadasının çıkışından beri nüfusun % 70’inde fazlası fakirlik sınırının altında yaşıyor. Çoğu ailenin geçimi Arap ülkelerinin ve Batılı ülkelerin yanı sıra UNRWA’nın yardımlarıyla sağlanmaktadır.

Gazze Bölgesi ve Gazze Şehrinin Tarihi:

Tarihi ve arkeolojik eserler açısından zengin bir bölge (genelde toprağın ya da kampların altında kalsalar da) olan Gazze, Yakın Doğu’nun en işlek kavşaklarından biriydi. Tarih öncesi insanlar buraya Asya ve Avrupa’dan uzun ve zorlu bir yolculuk sonucu ulaştılar ve Gazze vadisinin yanına yerleştiler. Milattan önce 4. yüzyılda, eşeğin evcilleştirmesi neticesinde kervan ticareti başladı. Özellikle Mısır’la ticaret gelişti. MS 4. yüzyılın ortalarında Mısır Filistin’in kuzeydoğu sahiline birçok ticaret şehri kurdu. Üçüncü milenyumda (Mısır’daki ilk hanedanlık), bölge Mısır’dan bağımsızlığını tamamen kazandı. Bir kaç Canaanite şehri kendilerini savundular. Bunların önde geleni Tel-el-Ajul (kuzey Gazze) bölgesinde kuruldu. Bu şehir en parlak dönemini Hyksos’lar (veya Mısır’daki “yabancı ülkelerin yöneticisi”), bölgenin Nil Delta’sına kadar olan bölümününün politik ve siyasi yönetimini elinde tutan Suriyeli-Filistinli yöneticiler altında yaşadı. Bu devir XVIII. hanedanın firavunları Filistin’i takriben MÖ 1550’de fethetmesiyle son buldu.

Gazze, (Mısır dilinde gada-tu)’de Mısır valisi ikamet ediyordu ve burası kuzey Filistin’de en önemli şehir merkezi oldu. MÖ 1200 civarında “Deniz İnsanları” – genelde Filistinliler- tarafından yapılan akınlar arttı ve Mısırlıların bölgeyi terketmesini sağladı. Gazze muhtemelen beş bağımsız şehir- devleti konfederasyonunun başkentiydi. MÖ 734 yılında, Gazze Tiglath-Pileser III (Süryanice adı haza-ti ya da ha-zi-ti) tarafından fethedildi. Bunun neticesinde Gazze valisi Mısır’a kaçtı.

Buna rağmen Gazze Asur İmparatorluğu’nun Mısır’a kapısı oldu. Bu yeni Babil egemenliği fazla uzun sürmese de her yerde olduğu gibi sınır dışı edilenler oldu. Bunlara Gazze’nın kralı da dahildi. MÖ 538 civarında bütün Yakın Doğu Perslerin eline geçti imparatorluklarına dahil oldu. Gazze, Akdeniz havzasına açılan yollardan da fayda sağladı. Yemen’den parfüm, ekzotik hayvanlar ve mürrasafi (bir çeşit reçene); Afrika’dan kölelerin; Hindistan’dan baharat ve Çin’den ipek kervanlarının geçiş yoludur. Doğu Akdeniz bölgesine giden Yunanistan ve Kıbrıs gemileri ve Mısır, Gazze’da imal edilen mamuller, zeytin, zeytin yağı ve şarap alırdı. Gazze bu mamulleriyle Bizans’ın sonuna kadar meşhurdu. MÖ 332 yılında Büyük İskender tarafından fethedilen Gazze, doğudaki en ünlü şehirlerdendir. Medeniyetlerin kavşağında olan bölge, her yerden gelen insanlar, mallar, kültürler ve dinlerle gerçek anlamda kozmopolitandı.

Umayyad Hanedanlığı zamanında şehir, “Hashem’in Gazzesi” veya Hashem Ibn Abdel Munaf (Hz. Muhammed’in buraya gömülmüş olan dedesi) diye bilinirdi. Şehrin entellektüel ve ticari katkısı genel olarak bilinirdi. Gazze’da 13. yüzyılda, Şafi mezhebi , buralı olan İmam Şafi tarafından geliştirildi. Gazze gerçek bir tahıl ambarı ve iki büyük başkent -Kahire ve Şam- arasında kavşaktı ve Memluk hakimiyeti altında MS 1348 yılındaki, birçok vatandaşın kaybettiği Büyük Kıtlık olana kadar yeniden genişlemekteydi. Vasco de Gama’nın Hindistan’da yeni deniz yolları bulmasıyla Gazze’nin denizaşırı aktiviteleri bitti ve Baharat yolları üzerinde olma ayrıcalığını kaybetti.

Daha sonra, 1948’de Filistinli mültecilerin bölgeye akını nüfus patlamasına neden oldu ve Gazze’nin kırsal bölgelerini de değişime uğrattı. Bölgedeki 58 köy ve kasabadan, 46’sı boşaltıldı ve tamamen yıkıldı. Bir kaç ay içinde Gazze Belediyesi’nin nüfusu 35,000’den 170,000’e çıktı. Gazze Batı Şeria gibi başka bir ülkeye dahil olmadı, onun yerine Arap Cemiyeti tarafından askeri olarak Mısır yönetimine bırakıldı. Bugün nüfusun çoğunun geçimi UNRWA yardımı ve Körfez Ülkeleri’nde çalışan mültecilerin yolladığı paraya ve yardıma bağımlı hale geldi.

1956’da Gazze şeridi İsrail ordusu tarafından birkaç ay işgal edildi. 1967’deki ikinci işgalden sonra direniş seferberlikleri arttı. İsrail, çoğu Pan-Arap ve batı solcu parti liderleri olan direniş liderlerini idam ederek misilleme yaptı. Ayrıca, yirmi bin Filistinli tutuklandı, nüfusun bir kısmı sürüldü, mülteci kampları şüphelileri bulmak için tarandı ve uzun süren sokağa çıkma yasakları uygulandı. Kamplardaki aktiviteleri kontrol etmek için ordu 1971’de her yeri yerle bir etti, ve yine 15,000 Filistinli evsiz kaldı. En başından beri İsrail’in stratejisi mümkün olduğunca çok mülteciyi bölgeden kovmak olmuştur. Gazze limanı kapandı ve ekonomi bir dar boğaza sürüklendi. 1967 ve 1984 arası 100,000’den fazla Filistinli bölgeyi terk etti. Bunların bir kısmı zorla Sina Yarımadası’na sürüldü, bir kısmı ise Ürdün’e ve Körfez Ülkeleri’ne göç etti.

İşgal yılları süresince, Müslüman Kardeşler’e yakın olan örgütler, sosyal ve dini açılardan etkili oldular. İşgal kuvvetleri bu örgütlerden, İsrail varlığına karşı askeri veya politik direnişten uzak durdukları müddetçe rahatsızlık duymuyordu. Özellikle Pan- Arap ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün solcu gruplarına karşı oldukları müddetçe gelişmeleri için müsait ortamları vardı. Bu hareketler, bu dönemin Filistin işgaline karşı siyasi ve askeri direnişe hazırlanacak ahlaki ve dini gücü tesis etmek için gerekli olduğunu iddia etmektedirler. İlk İntifada (şu anda Gazze şeridinde en etkin direniş grubu olan) İslami Direniş Hareketinin (Hamas) oluşmasıyla birlikte bu aktörlerin askeri ve politik arenaya girmeleri için sinyaldi.

8 aralık 1987’de birkaç Filistinli işçinin ölmesi sonucunda Jabalya Mülteci Kampında isyan çıktı. Bu işgale karşı yeni bir karşı çıkış safhasıydı. Ertesi gün İsyan (İntifada) 1967’de işgal edilen bütün Filistin bölgelerine yayıldı ve altı yıldan fazla sürdü.

Oslo Anlaşması bölgelerdeki gündelik hayata yeni bir ritim getirdi.İnsanlar kamplar ve şehirlerde İsrail ordusununun devriyesiyle karşılaşma korkusu olmadan gezebilirdi, yine de Gazze şeridi sürekli, büyük bir hapishane halini almaktaydı. Aslında nüfusun büyük kısmı bölgeyi hiç terk etmememiştir (Gazze’daki insanların yarısı 15 yaşın altındadır: bu çocuk ve gençler kapatılmanın ilk kurbanlarıdır). Aynı zamanda, büyük bir şehirleşme yayılmaktaydı. Uzun süren kısıtlama sonucu, özellikle mülteci kamplarına yeni bina ve yerleşim sağlamak mümkün değildi. Sonuç olarak herkes izinsiz şekilde, her yere bina inşa etmeye, veya eski evlere eklemeler yapmaya başladı. Bu patlama ekonomik dar boğaz dolayısıyla fazla uzun sürmedi.

El Aksa İntifadası işgale karşı direnişe yeni bir gelişim sağladı. Her zamanki gibi baskı vahşiceydi, şiddet gündelikti ve her çeşitteydi. İsrail tepkisinin oldukça ciddi sonuçlarından biri, Gazze Şeridi’nin çalışan nüfusunun % 70’inin çalışmasının yasaklanmasıdır.

Görülecek Yerler

Eski Şehir:

Er- Radwan Ormanı

El Ömer Camisi vata Ulu Cami

Altın Çarşısı

St. Porphyrius Kilisesi

Es-Samara Hamamı

Said Hashem Camisi

Çanak Çömlek İmalathanesi

Mukheitem

Erez sınırı ve Gazze Şehri arasındaki yolda bulunmaktadır (Jabalya köyü civarında). Bu alan şu an kapalı ancak açılacağına dair sözler verilmekte.

İrtibat:

El- Tevfik Balıkçılar Kooperatif Topluluğu

Adres: 88 Ahmed Orabi Caddesi Mohammed Zakout (Abu Ahmed) Tel: 08-283 4144 veya 08-286 5295. Limana ve balıkçı ailelerine ziyaretler düzenleniyor.

Tarımsal İş Komitesi Birliği (TİKB)

Adres: Hassan Salameh Caddesi, en-Nasser Hastanesi Karşısı. Tel: 08-287 9959, Fax 08-285 3075; E-mail: uawc@mtcgaza.com

Filistin Demokrasi ve İşçi Hakları Merkezi (DİHM)

Adres: Al-Quds Open University Caddesi 08-285 3011, fax 08-285 3010; gaza@dwrc.org; Merkez işçilerle konuşmalar ve rifingler düzenlemektedir.(randevuyla).

Gazze Şehri’nin Kuzeyi

Tel al-Ajul

Gazze şehrinin 8 kilometre kuzeyindedir. Giriş ücretsizdir.

MÖ ikinci binyılın ilk yarısında, Tel al-Ajul Filistin’in bu kuzey bölümününün en önemli Canaanite şehridir ve Hykos’un (Mısır yöneticileri) askeri kalesidir.

Umn Amir’in Bizans Sitesi:

Nusserait Belediyesinde bulunan Umm Amir sahilden 300 metre uzakta ve Gazze Şehri’nin 13 kilometre kuzeyindedir. Burada arkeolojik kazılardan çıkarılmış kalıntılar vardır. Ziyaret etmekte tereddüt etmeyin, memnuniyetle kabul edilirsiniz. Buradaki kalıntılar 0.808 hektarlık alandadır, ve burada birkaç kilise binası, şapel, kripta, baptistary ve rahiplerin hücrelerinden ibaret bir manastır vardır. Bölge kuzeyde, bir hamam ve ek binasıyla tamamlanır.

Deir el-Balah

Deir el-Balah burada keşfedilen lahitleriyle (şu anda Kudüs’teki İsrail müzesindedir ) ünlüdür. Bu lahitler MÖ 13. yüzyıldan kalmadır. O Deir el-Balah sıralar Mısır idaresi altındaki önemli bir pazardı.

Khan Younis:

Gazze Şehri’nin en büyük ikinci şehir merkezidir. Khan Younis ve Amal mülteci kamplarını içeren bölge’de 130,000 den fazla insan yaşamaktadır. Bölge ismini buraya, Kahire ve Şam arasındaki rotaya ms. 1387’de büyük bir kervansaray yaptıran Emir Younis Ibn Ala’en-Nawruzi’den almıştır. Kervansarayın kuzey cephesi günümüze ulaşmıştır.

Rafah:

Mısır ve Asya arasında giriştir. Rafah aynı zamanda her zaman işlek bir ticaret merkezi ve ordular için stratejik bir nokta olmuştur.Antony ve Kleopatra MS. I. yüzyılda burada evlenmiştir. Birçok söylenti vardır ama hepsi derin kumların altında gömülü kalmıştır.

Kaynak: http://www.patg.org/index.php?page=1177263123.1177265002.1177265515

Çeviren: Tuğba Coşandal, Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Yüksek Lisans Programı Öğrencisi

Ek Okuma Kaynakları:

Wikipedia http://wikitravel.org/en/Gaza

Virtualhttp://www.virtualtourist.com/travel/Middle_East/Palestine/Gaza_Strip/Gaza-1865919/TravelGuide-Gaza.html

Intute http://www.intute.ac.uk/sciences/worldguide/html/889_map.html

No comments: